• Saturday 27 April 2024

Articles in Turkish

AKEL-DİKO işbirliği havaya

DİKO’nun yeni liderliği ile ilgili seçim sonuçlarının ardından DİKO-AKEL işbirliğinde artık hiçbir şey aynı değildir. DİKO’nun bütün organlarında ‘Tassosçu’ akımın ezici şekilde üstünlüğü, parti başkanı Marios Karoyan’ın şu ana kadar izlediği denge kurma politikasını iptal etmektedir.

 

Hali hazırda parti, Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın Kıbrıs sorunundaki politikasının karşısında olduğunu açık bir şekilde söylüyor. Çarşamba gecesi Mega kanalında yapılan bir tartışma programında Nikolas Papadopulos, bütün konularda AKEL Basın Sözcüsü Stavros Evagoru ile çatıştı.   Papadopulos Hristofyas’ı, 8 Temmuz anlaşmasını mezara gömmekle, Türkiye’yi suçlarından arındırmakla, acele etmekle ve zemin netleşmeden müzakerelere başlamakla, hiçbir karşılık almadan tavizler vermekle ve genel olarak Kıbrıs sorununu yıkıma sürüklemekle suçladı.

 

N. Papadopulos’un bu görüşleri yeni değildir. Ancak Cumhurbaşkanı Hristofyas, bunları görmezden geliyor, liderliğin görüşlerine atıfta bulunuyordu. Seçimlerden sonra bu görüşler, tüm parti tarafından ifade edilmektedir. DİKO Parlamento Grubu Sözcüsü Andreas Angelidis’in de belirttiği gibi ‘bunca zaman Sayın Hristofyas, kendisi için üyelerin bireysel görüşlerinin değil, liderliğin görüşlerinin önemli olduğunu söylüyordu. Şimdi liderliği de dinleyeceği an gelmiştir’.

 

Karoyan da hedef

 

Seçimlerin ertesi gününden itibaren ilmiğin boğazını sıktığını hisseden DİKO Başkanı Marios Karoyan, ‘Tassosçuların’ çizgisine bağlı olduğunu söyledi. Bununla birlikte güvenilir kaynaklara göre Papadopulosçular artık ona güvenmiyorlar ve onu, kendilerine başka, Hristofyas’a ise başka şeyler söylemekle eleştiriyorlar.

 

Papadopulos ailesinin Marios Karoyan’la ilgili görüşünü, Yorgos İliadis Simerini gazetesinde açık bir şekilde ifade etmişti: ‘Anastasia Papadopulu’nun birinci sırayı alması (Merkez Komitesinde),   DİKO dünyasının er dişi bir politikayı kabul etmediğini teyit etmektedir. Ayrıca halk sürekli olarak bilgilendirilmekte istiyor. DİKO Başkanının hangi politikayı izlediği konusunda aklı karışmıştır’.

 

Aynı kaynaklara göre DİKO’da Papadopuloscuların eğiliminin hakimiyetinin sağlamlaşmasından sonra, bir sonraki hedef Karoyan’ın istifaya zorlanması ve yerine Başkan Vekili Yorgos Kolokasidis’in getirilmesidir. Her ne kadar Kolokasidis ‘Tassosçular’ grubuna ait olmasa ve onlarla koordine içinde olmasa da, Kıbrıs sorunundaki ortak ‘temiz çizgi’ onları birleştirmektedir. Kolokasidis’in siyasi açıdan ‘Tassosçuları’ temsil edeceği ve ‘Kiprianuçuları’ da uzaklaştırmayacağı düşünülüyor.

 

‘Bizi kovsunlar’

 

DİKO’nun yeni liderliğinin izlediği strateji,   hükümetten çekilmek değil, eleştirilerini arttırmak ve görüşmeleri içten sabote etmektir. Eğer hükümetten çekilme konusu gündeme gelecekse, bu girişimin ‘kovulmuşlar’ olarak gitmeleri için AKEL’den gelmesini istiyorlar.

 

N. Papadopulos, DİKO’nun hükümetten gidip gitmeyeceği ile ilgili bir soruyu yanıtlayarak ‘bir sahte ikilem söz konusudur’ dedi ve   sahip olduğu ciddi uzlaşmazlıklara rağmen Papadopulos hükümetinde kalan AKEL’e gönderme yaptı.

 

DİKO’nun uzlaşmazlıklarını ön plana çıkararak, siyasi mengenede sürekli olarak Hristofyas’ı sıkması bekleniyor. Hali hazırda partinin müzakere grubunda temsil edilmesi meselesini yeniden gündeme getirdi. Karoyan, Dışişleri Bakanlığı genel müdürü Nikos Emiliu’yu çok önceden önermiştir, ancak Hristofyas bunu reddetti. Seçimlerden sonra DİKO konuyu yeniden gündeme getirdi ve Tassos Conis düzeyinde temsilci istiyor. D. Hristofyas’ın bunu kabul etmesi imkansızdır.

 

DİKO bitti 

 

AKEL’in son 30 yıldır DİKO ile yaptığı bütün işbirliklerinin, maceralı olmasına rağmen, Sol parti ‘DİSİ tehlikesinden’ dolayı bu işbirliklerinde ısrar ediyordu. AKEL, DİSİ partisini, kuruluşunun ilk gününden beri başlıca siyasi ve ideolojik rakip olarak atadı ve ‘DİSİ’nin iktidara giden yolunu engellemek’ için iki başlıca siyasi eksen belirledi. Bu tek boyutlu politika DİKO’yu, biraz da EDEK’i, siyasi dengenin düzenleyicisi haline getirmiştir.

 

Bugüne kadar Hristofyas, şu iki başlıca nedenden dolayı DİKO işe işbirliğini dişini tırnağına takarak koruyordu:

  • Mehmet Ali Talat ile uzlaşmaya varılmış bir çözüme ulaşması halinde ve ulaştığı zaman, DİKO’nun kararlarını kontrol edeceği ve bu çözümü destekleyeceği konusunda Marios Karoyan’dan güvenceler almıştı.
  • Görüşmelerin iyi gitmemesi ve Kıbrıs sorununun çıkmaza sürüklenmesi halinde, gerek kendisinin, gerekse partisinin ufukta ikinci bir görev süresiyle siyasi açıdan ayakta durabilmesi için içte müttefiklere sahip olacak.

AKEL’in DİKO ile işbirliğini dayandırdığı bu iki başlıca sütun artık yoktur. DİKO Marios Karoyan tarafından değil, ‘Tassosçu’ akım tarafından kontrol edilmektedir.   Karoyan, eğer hayatta kalırsa, artık yeni duruma  uyum sağlayacak. Papadopulosçularla dostane ve akraba ilişkilerine sahip olan Yorgos İliadis’in kendisine tavsiyede bulunduğu gibi: ‘DİKO dünyası Karoyan’ın konumunu Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın  politikasından ayırmasını istiyor’.

 

Uçurum ve nefret

 

D. Hristofyas, DİKO ile köprüleri ayakta tutabilmek için, Papadopulosçularla arasını mecburen bulmak zorundadır. Buna artık imkansız gözüyle bakılmaktadır:

  • İki taraf arasında, nefret olmasa da aşılmaz bir psikolojik duvar oluştu.  Aile, Tassos Papadopulos’un ölümünü, AKEL’in kendisine ‘ihanet etmesinden’ dolayı duyduğu hayalkırıklığına bağlıyor. Hatta Hristofyas’ın ‘nankörlüğüne’ bağlıyorlar, çünkü  Karoyan’ı DİSİ ile işbirliği kararını alaşağı etmeye ve AKEL’e yönelmeye onlar zorladılar, ancak Hristofyas, ‘Tassosçuları’ bir kenara itme çabasında Karoyan ile ittifak kurdu.

Hali hazırda bu baskıyı hisseden AKEL, bunu kişisel eleştirilere bağlıyor. Parti Basın Sözcüsü Stavros Evagoru’ya göre (Mega TV 18.3.2009), Papadopulosçular Cumhurbaşkanına karşı intikam duygusuyla hareket ediyorlar, ‘çünkü Hristofyas Cumhurbaşkanı seçildi’.

  • Kıbrıs sorununda iki taraf arasında, sözlü yakınlaşmalarla kapatılamayacak büyük bir uçurum var. Hristofyas Papadopulosçuların benimsedikleri politikaya uyum sağlamak istese bile, içte teşhir olmadan ve uluslar arası alanda zor durumda kalmadan bunu yapması siyasi açıdan imkansızdır.

Kısacası Papadopulosçuların, önümüzdeki dört yıl boyunca partiyi kontrol edecek olmaları ve hali hazırda rövanşı almaya başlamaları göz önünde bulundurulursa, AKEL-DİKO işbirliğinin zaman içinde geleceği olamaz. Her iki senaryoda da (çözüm veya çıkmaz) yolları ayrılacak:

  • Çözüm: Bugünkü DİKO, bugün görüşmelerin yapıldığı zeminde bir anlaşmayı kabul edemez.  Kilise ile birlikte hareket edecek, vatanın haraç mezat satıldığından söz edecek ve herhangi bir uzlaşmaya karşı savaşacak.
  • Çıkmaz: DİKO hiçbir durumda sonuçlarla ilgili sorumlulukları paylaşmak istemeyecek ve tüm sorumluluğu Hristofays’a yükleyecek. Tahminlerinin ve endişelerinin haklı çıktığını savunacak ve tercihen Anatasiadis  olmadan DİSİ’nin tümüyle veya bir bölümüyle ittifaka giderek, Hristofyas’tan rövanşı almak isteyecek.

Nikos çıkış yolu

 

DİKO’daki dengelerin şekillenmesiyle AKEL işe işbirliği ağı kırılmıştır. AKEL’in   ve Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın elindeki tek realist çıkış yolu, siyasi sistemi yenilecek ve kendisini yeni bir başarısızlığın ciddi etkilerinden kurtaracak uzlaşmaya varılmış bir çözümdür.

 

Hristofyas’a geriye kalan tek potansiyel müttefik, Nikos Anastasiadis’tir.   Toplumu derhal hazırlamaya başlaması koşuluyla DİSİ’bin işbirliği sayesinde bir çözüm referandumdan geçebilir. Şu ana kadar Cumhurbaşkanı Hristofyas Anastasiadis’ten ve DİSİ’den, köşe bucak kaçmıştır. Öte yandan DİKO’nun kapısını açık tutma çabası içinde,   müzakerelerin perspektifini kendisi sabote etmiştir. Sonuç olarak 10 vatandaştan 9’u bir çözümün mümkün olduğuna bile inanmıyor.

 

DİKO’da temizlikle Hristofyas, Nikos Anastasiadis ile işbirliğini yeniden düşünmek zorunda kalacak. En azından kişisel düzeyde, düşüncelerini ve görüşlerini dinlemek, Kıbrıs sorununu çözüm perspektifiyle  ele alma politikasını onunla birlikte belirlemek zorunda kalacak. Bundan daha azı, çıkmazları günden güne büyütecek ve siyasi tecritliğini kötüleştirecek.


Makarios Drusiotis

Πολίτης

22/03/2009