• Wednesday 24 April 2024

Articles in Turkish

Markos’un Hillary ile bir fotoğrafı için

Mehmet Ali Talat, ‘seçimler’ arifesinde toplumu içindeki konumunu güçlendirmek amacıyla, Washington’da Hillary Clinton ile görüşmek istedi. Haber basında çıkınca, ABD’de yaşayan Kıbrıslılar bunu engelleme kampanyası başlatmaları için harekete geçirdiler.

 

24 Mart tarihinde ABD Basın Sözcüsü Robert Wood’a şu soru soruldu: ‘Kıbrıslı Türk lider Mehmet Ali Talat yarın Washington’a geliyor. Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşüp görüşmeyeceği konusunda bilginiz var mı?’ ABD Basın Sözcüsü Robert Wood şu yanıtı verdi: ‘Bildiğiniz gibi Dışişleri Bakanı yarın Meksika’ya gidiyor ve bu nedenle böyle bir görüşme olmayacak.’

 

25 Mart tarihinde Talat Lefkoşa’daydı, ABD’de değildi. Kesin yalanlama ziyaret ile ilgili değil, tarih ile ilgiliydi. Üstelik ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün yanıtından ‘yarın’ kelimelerini çıkardılar ve Kıbrıs Haber Ajansı haberi şu şekilde yayınladı: ‘ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü bugün, Clinton-Talat görüşmesinin yapılmasının söz konusu olmadığını kabul ederek, ABD Dışişleri Bakanının Meksika’da olacağını ifade etti.’

 

Robert Wood’un çarpıtılmış açıklaması, bu önemli başarı ile ilgili olarak coşku ortamına neden oldu. Görüşme, Hillary Clinton ile Markos Kiprianu’nun Avrupa’da görüşüp fotoğraf çektirmeleri için muhtemelen 15 gün sonraya ertelendi.

 

2004 yılından sonra işgal bölgelerinin düzeyinin yükseltilmesinin, kaygı verici bir dinamik elde ettiği kesindir. Talat, ABD Dışişleri Bakanlığında, gerek Colin Powell ile gerekse Condeleezza Rice ile görüştü. Komisyon Başkanı Jose Manuel Barosso’nun da dahil olduğu bütün AB yetkilileri tarafından bile kabul edildi. Kıbrıs sorununa siyasi bir çözüm bulunmazsa, er ya da geç Kıbrıslı Türklerin lideri oval ofise de gidecek.

 

Herkes şu anda yapılmakta olan müzakerelerin kritik olduğunu, çünkü Kıbrıs’ın birleşmesi için son fırsat olduğunu biliyor. Cumhurbaşkanı Hristofyas geçtiğimiz günlerde bu müzakerelerde ‘Kıbrıs halkının geleceğine karar verildiğini’ söyledi.

 

Kapılar ardındaki müzakereler medyada yansıtıldığı kadar kötü gitmemektedir. Ancak iki toplum başka yerdedir. Kıbrıslı Türkler ‘KKTC’yle’ idare ediyorlar, Kıbrıslı Rumlar da statükoya alıştılar. Bölünme bugün zemin kazanabilir, ancak yarın kesin felaket olacaktır. Türkiye’nin sınırları kesin bir şekilde Lefkoşa’nın kalbinde olacaktır. Adanın yarısının asılarlarca Türkiye kadar büyük bir düşman devletin baskısına dayanıklı olması gerekmektedir.

 

Bu aylarda birleşik bir devlet olarak Kıbrıs’ın geleceğine karar veriliyor. Güçlerini, enerjilerini, zamanlarını, fikirlerini ve ilişkilerini, çözümü kolaylaştıracak şekilde harekete geçirmek yerine, siyasi açıdan hiçbir anlama gelmeyen bir ziyaret ile ilgili gölgelerle savaş yaparak, zaman harcanmaktadır. Elde edilebilecek tek şey, Markos ile Hillary’nin Dışişleri Bakanlığı ofisinde çekilmiş bir fotoğrafının olduğu bir çerçeve olacaktır.


Makarios Drusiotis

Πολίτης

29/03/2009