Bir Kenarda Oturmuş, Cumhurbaşkanının ‘Hata’ Yapmasını Bekliyorlar
DİKO’nun Tassos’cu Kurmayları Hristofyas’a Karşı
“Kıbrıs sorununda izlenen politika ile ilgili kriz, Cumhurbaşkanı Hristofyas ve DİKO arasındaki ilişkilere içten içe etki etmektedir. Bir grup DİKO’lu kurmay, Hristofyas’ın Kıbrıs sorununda ‘hata’ yapmasını ve onun politikasına karşı çıkmayı bekliyorlar. Bu kurmaylar arasında, Kıbrıs sorununda anlaşmaya varılan süreçle, aynı zamanda Ledra caddesinin açılması anlaşmasıyla ilgili hoşnutsuzluk vardır.
Eski Cumhurbaşkanına en yakın parti kurmayı, Dimitris Hristofyas’ın uygulamalarına karşı olduğunu açıkça ifade etti. Nikolas Papadopulos, açık bir şekilde Hristofyas’ı, Ledra konusunda Türklere ‘tuz ve ekmek’ vermekle ve 8 Temmuz anlaşmasından ödün vermekle suçladı. Öte yandan Başkan vekili Yorgos Kolokasidis, bütün barikatların kapanmasını istedi.
Ledra caddesinin kapanmasıyla olayın aldığı boyut, bu krizin bir ürünüyken, Dimitris Hristofyas’ın alelacele Londra’dan dönmesinin amacı, Kıbrıs sorunundaki hareketin kontrolünü elinden kaybetmemekti.
Bilmiyordu
‘Politis’ gazetesinin güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre Dimitris Hristofyas’ın, barikatın kapanması kararından haberi yoktu. Kıbrıs’ta olsaydı bile böyle bir karar almayacaktı. Hükümetten bir kaynak ‘Politis’ gazetesine yaptığı açıklamada, ‘çok daha karmaşık zorluklarla karşılaştık ve hiçbir sorun çıkarmadık, kriz yaratmadık. Amacımız çıkmazı aşmaktı’ dedi. Hristofyas’a bilgi, Londra’ya vardığı zaman verildi ve o da kararı onayladı. Öte yandan ‘Politis’ gazetesine verilen bilgiye göre Hristofyas, çalışma arkadaşlarına verdiği desteğe rağmen, konunun ele alış yönteminden memnun değildir.
Aslında, rejimin iki polisinin ara bölgeye girmesi, gerçekten de anlaşmaya varılanların ihlal edilmesidir. Ancak iki polisin ara bölgeye girmelerinden önce, bir grup Kıbrıslı Rum, ellerinde Limnidi’nin de açılması lehinde pankartlar tutarak, ara bölgeye girmişlerdi. Kıbrıslı Türkler, polislerin oraya, Kıbrıslı Rumların işgal bölgelerine pankartlarla girmelerini engellemek için girdiklerini iddia ediyorlar.
Aşırı tepki
BM, olayın basit olduğuna ve büyütülmesinin, kanalların ve özellikle de RİK’in olayı abartılı bir şekilde vermesinden kaynaklandığına inanıyor. Kanalların olayı ‘ara bölgede ilerleme oldu’ şeklinde vermeleri ile yaratılan atmosfer, DİKO kurmaylarının tepkilerine neden oldu ve Cumhurbaşkanına vekalet eden Marios Karoyan, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı T. Hristofidis ile anlaşarak Kipros Hrisostomidis’e barikatın kapanması konusunda talimat verdi. Bu tutumu, gece saat 23.00’te Cumhurbaşkanlığında yapılan toplantıdan sonra, Londra’ya varan Hristofyas’a bilgi verildiği zaman o da onayladı.
BM, gerçekte Kıbrıs Rum tarafını haklı görse de, tepkinin abartılı olduğunu düşünüyor. Barikat, açılmasının olumlu tarafları gölgede bırakılarak, UNFICYP ile hiçbir istişare yapılmadan kapatıldı. Bu kriz çok daha kolay bir şekilde aşılabilirdi. Perde gerisini bilen diplomatik bir kaynak ‘Politis’ gazetesine yaptığı açıklamada, ‘eğer ilk önce BM ile istişare yapılsaydı ve kanallar olayı dramatik bir şekilde yansıtmasalardı, sorun büyütülmeden aşılacaktı’ dedi.
Hristofyas’ın Taktiği
Hükümet, Türk tarafında, gerek orduda, gerekse Dışişleri Bakanlığının bir bölümünde, Kıbrıs sorununda ilerleme aleyhinde güçlü bir eğilim olduğunu biliyor.
Bu faktörler, eski Cumhurbaşkanının işi yokuşa sürme taktiğini değerlendirerek, politikalarını kolayca empoze ediyorlardı. Dimitris Hristofyas, Türkiye’de ilerleme istemeyenlerin işlerini kolaylaştırmama kararı aldı. Hükümetten bir kaynağa göre, Dimitris Hristofyas sürekli olarak ‘esnek’ politikadan bahsederken şunu kastediyor: ‘Türkiye’ye çıkmazı uzatmak için bahaneler verilmesin.’
Esnek politikayı onaylamayan güçlü bir eğilim de Kıbrıs Rum tarafında vardır. Özellikle de eski Cumhurbaşkanının çevresinde… Tam olarak 2003-2004 yıllarında olduğu gibi, Kıbrıs’ta ve Türkiye’deki bu eğilimler, durgunluğun devamını kolaylaştırmaktadır. Hristofyas yönetimdeki bir ayı içinde, bu politikada ciddi çatlaklara neden oldu.
Cumhurbaşkanı Hristofyas, özel bir konuşmasında, eski Cumhurbaşkanını destekleyen ve Ledra caddesi konusunda Türklere ‘tuz ve ekmek’ verdiğini savunan az sayıdaki basın yayın organındaki haberlerin bilgi kaynağını çok iyi bildiğini söyledi. Hali hazırda aynı argümanı, eski Cumhurbaşkanının oğlu Nikolas Papadopulos da Ledra caddesindeki olay vesilesiyle ileri sürdü.
AKEL Parlamento Grup Sözcüsü Nikos Katsuridis, Nikolas Papadopulos’a, izlenen politikanın, onun partisinin de onayını aldığı yanıtını verdi. Öte yandan Nikolas Papadopulos, bunun kendi kişisel görüşü değil, partinin görüşü olduğunu iddia ediyor. Elde ettiğimiz bilgilere göre Nikolas Papadopulos, Marios Karoyan’a, kendi tezini Partinin tezinden ayırması konusunda baskı yaptı. Karoyan bunu reddetti ve tezini partiye empoze etti. Marios Karoyan’ın yakın çalışma arkadaşları ‘önemsiz konularda sorun yaratmamız söz konusu değildir’ diyorlar. Marios Karoyan’ın AKEL ile işbirliğinde sorunlar yaratma yönünde niyeti olmadığı görülmektedir. Özellikle de Cumhurbaşkanıyla… Meğerki Cumhurbaşkanı, Kıbrıs sorununda anlaşmaya varılan politikanın dışında hareket etsin… Diğer yandan Karoyan, Dimitris Hristofyas’ın uyguladığı gözden geçirilmiş stratejiye rağmen, Papadopulos’un politikasına atıfta bulunan sözlerle, durumu dengelemeye çalışıyor. Bu günlerdeki suskunluğu da bunun bir göstergesidir.” (bşp)
Makarios Drusiotis
Πολίτης
06/04/2008