• Sunday 11 May 2025

Articles in Turkish

New York’un Tüyler Ürpertici Perde Gerisi

“Cumhurbaşkanı Papadopulos, Genel Sekreter Kofi Annan’ın BM ofisinde görüşmeleri yönündeki daveti üzerine, 8 Şubat 2004 tarihinde, Dimitris Hristofyas, Nikos Anastasiadis ve Yannakis Omiru’yla birlikte, New York’a gitti.

Genel Sekreter söz konusu mektubunda, davetini kabul etmenin, Kıbrıs sorununa yeniden müdahil olması için, yani takvimlerin, hakemliğin ve planı referanduma götürme yönünde ortaya koymuş olduğu koşulların kabul edilmesi konusunda yükümlülük üstlenme anlamına geleceğini yazıyordu.

 

O zamana kadar Kıbrıs sorunundaki durgunluk, planı tamamıyla reddeden Rauf Denktaş’ın uzlaşmazlığından kaynaklanmaktaydı. 2003 yılının sonunda Türkiye hükümeti, Denktaş’ın işbirliği olsun ya da olmasın, Annan Planı ile ilerlemeye karar vermişti, çünkü Kıbrıs sorunu Türkiye’nin Avrupa istekleri ile bağlantılıydı.

 

Kıbrıs Hükümeti, Türk politikasının değiştiği yönündeki açıklamaların, Erdoğan’ın iletişim taktiği olduğu yönünde güçlü bir inanca sahipti. Denktaş’ın toplantıyı başarısızlığa sürükleyeceğini kesin olarak düşünen Tassos Papadopulos, Atina’dan geçerek New York’a gitti. Yunanistan’ın başkentinde Maksimu Sarayı’nda bir toplantı gerçekleştirildi. Orada hakemliğin kabul edilmemesine karar verildi.

 

 

Hakemliği Ret

Papadopulos ve Denktaş’ın, 10 Şubat tarihinde, Kofi Annan ile yapmış oldukları ilk görüşmede, Genel Sekreter, girişim üstlenmesi ile ilgili temel önkoşulları ortaya koydu:

  • Eğer müzakereler başlayacaksa, planı temelinde olacak.
  • İsteyecekleri değişikliklerin sayısı az olacak ve planın felsefesi dışında olmayacak.
  • Takvimler ve hakemlikle ilgili koşulları yerine getirecekler.

New York’taki görüşmeleri izleyen Yunanlı diplomatlar Tritari ve Panagopulu’nun bilgi notlarına göre Tassos Papadopulos:

 

‘(Anlaşma olmadan planının referanduma olduğu şekliyle sunulmasının imkansız olduğu ima edilerek, müzakerelerin sonucunda, referanduma sunulması için anlaşmaya varılıp varılmayacağının ortaya çıkacağı belirtildi.) Bu yöntemle, müzakereler sırasında anlaşmaya varılmamış önemli noktaların, Genel Sekreter tarafından tamamlanmasını kabul ettiğini açık değil, ancak dolaylı olarak ifade etti.’

 

Notta, Cumhurbaşkanının tutumunun, Atina’da Başbakan Kostas Simitis’le bir gün önce yapmış oldukları görüşmede üzerinde anlaştıkları tutum ile tutarlı olduğu ifade edilmektedir.

 

 

İlk Şok

 

Kofi Annan’ın, iki liderin planında yapılması istediği değişiklikleri sunmaları yönündeki çağrısına yanıt veren Denktaş, Türkiye’den kendisine gönderilen yazılı bir metni okudu. Bu mektubun içeriği açıklanmış olan politikasıyla tamamen ilgisizdi:

 

Denktaş, ‘Türkiye Başbakanı ile 24 Ocak 2004 tarihinde Davos’ta yaptığınız görüşmenin içeriği konusunda bilgilendirildim. Başbakan Erdoğan’ın size ifade ettiği görüşlere katılıyorum’ dedi.

 

Erdoğan Davos’ta Annan’a, Türkiye’nin, hakemliğin de dahil olduğu koşullarını kabul ettiğini söyledi. Denktaş’ın okuduğu metin, bütününde, yeni Türk yaklaşımına inancının bir açıklamasıydı. Denktaş, ‘New York’a 1 Mayıs tarihinden önce, kalıcı ve dengeli bir çözüme varılması amacıyla, uzlaşma ruhuyla ve iyi niyetle geldim’ dedi.

 

O anda Kıbrıs Rum tarafının ‘stratejisinin’ bütün temeli çöktü. Denktaş’ın planı reddedeceğine ve Lahey’de olduğu gibi çıkmaza neden olacağına kesin gözle bakılmasının yerini, kuşku ve bunun devamında da panik aldı.

 

 

Müthiş Kavga

 

Kofi Annan görüşmeyi yarıda kesti ve iki lidere ertesi gün hakemlikle ilgili görüşleriyle geri dönmeleri için zaman verdi. Papadopulos kendisine eşlik eden Hristofyas, Anastasiadis ve Omiru’yu toplantıya çağırdı. Anastasiadis ve Papadopulos arasındaki tartışma, o kadar güçlüydü ki, Waldorf Astoria otelinin 34. katındaki herkes onları duydu.

DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis’in söylediği üzere, Türkiye’nin politikasını tamamen gözden geçireceği ve Denktaş’ın buna uyacağı açıktı. ‘Cumhurbaşkanından Annan’ın hakemlik rolü ile ilgili önerisini kabul etmesini istedim. Bunu duymak istemedi. Denktaş’ın hakemlik rolünü kabul etmesi halinde, kendisinin buna tepkisinin ne olacağını sordum. Denktaş’ın bunu kabul etmesinin imkansız olduğunu söyledi. Ne olduğunu hala anlamamıştı. ‘İyi de o kabul ederse, sen ne yapacaksın?’ diye ısrar ettim. Papadopulos’un yanıtı, ‘o zaman bakarız’ oldu.

Ertesi günün sabahı Tassos Papadopulos, 17 Aralık 2003 tarihinde Annan’a, 1 Mayıs tarihinden önce çözüm yönünde girişim üstlenmesi için çağrıda bulunduğu meşhur mektubu göndermesi için onu cesaretlendiren Amerikalı Temsilci Thomas Weston ile görüştü.

 

K. Venizelos, M. İgtatiu ve N. Meleti’nin ‘Annan Planı, Gizli Pazarlık’ kitabında yayınlanan çok ilginç bir mülakatta Weston, durumların beklenmedik bir hal almaya başladığını anladığı zaman Tassos Papadopulos’un içinde bulunduğu çaresizliği anlatıyor:

 

‘Bana şunları söyledi: “Bu krizden kimin sorumlu olduğunu biliyorum. Eğer istesen bunu durdurabileceğini biliyorum.” İstemediği bir şeylerde anlaşmaya varması gerektiği bir durumda olduğu açıktı. Bunun geriye kalan her şeye etkisi olduğuna inanıyorum.’

 

 

Türk Formülüne ‘Evet’

 

Aynı gün, Kofi Annan ile ikinci görüşmede Tassos Papadopulos başka bir şokla karşı karşıya kaldı. Denktaş, Türkiye’nin kendisine gönderdiği başka bir metini okudu. Türk tarafı bu metinde, Genel Sekreterin, davetinde de önerdiği gibi, bütün konuları kapsayan hakemliğe hakkının olduğu son aşamada çıkmazın aşılması için bir formül önerdi.

 

Yunanlı diplomatlar Tritari ve Panagopulu’nun bilgi notuna göre, Türkiye, ABD ve BM’nin müdahalesi ya da işbirliği ile hazırlandığı açık olan Kıbrıs Türk önerisi, gerçekte yeni bir unsur sunmaktadır.

 

Tassos Papadopulos, ilk gün BM formülündeki hakemliği ısrarla reddederken, ikinci gün Türk formülünü şarkı söyleyerek kabul etti. Aynı bilgi notuna göre Papadopulos ‘BM Genel Sekreterine önerinin (Türk) doğru yönde hareket ettiğini açıkladı.’

 

İlke olarak, hakemlik rolü ile ilgili Türk formülünü kabul etme kararının ardından Tassos Papadopulos, konuyu çalışma arkadaşları ile istişare etmek amacıyla süre istedi.

 

Siyasi liderlerin toplantısında Papadopulos yapılması gereken değişiklikler konusunda kendi el yazısının olduğu notlarla Türk önerisini dağıttı. ‘Kağıdı incelediğim zaman, bütün konuları kapsayan hakemlik ile ilgili paragrafın dokunulmamış olmasından şaşkına döndüm. Hiçbir değişiklik önermediler.’

 

Daha sonra, nihai metni oluşturmak için BM’de bitmek bilmeye istişareler başladı. ‘Yaratılan çıkmazda, Annan’ın davetini olduğu şekliyle kabul etmesini önerdim. ‘Hayır bayım, bunu kabul etmeyecekler’ dedi. En sonunda, koşullar altında, uzun süren istişareler sonucunda oluşturulan metni olduğu şekliyle kabul etmemiz gerektiğine hepimiz karar verdik.’

 

 

Zafer Anı

 

Türk formülü temelinde hakemliğin kabul edilmesinden sonra Tassos Papadopulos, New York anlaşmasını zafer olarak nitelendirdi:

 

Tassos Papadopulos, ‘Türk tarafı ve özellikle de Sayın Denktaş’ın Annan Planını ölü ve gömülmüş olarak nitelendirmesinden ve müzakerelere gelmeyi reddetmesinden birkaç ay sonra, Genel Sekreterin yeni girişim üstlenmesini ve iki tarafı müzakerelere davet etmsini başardık. (…) Türk tarafının tezini tamamen terk edip Annan Planı temelinde müzakere masasına gelmesine bizim uygulamalarımız neden oldu’ dedi.

 

Gerçekte bu plana inanmıyordu. Anlaşmaya sürüklendi, çünkü Denktaş’ın reddedeceğinden emin olma tuzağına düştü. Weston’ın da ifade ettiği gibi Papadopulos, Türkiye’de bir şeylerin değiştiğini anlamamıştı.

 

Burgenstock’ta Yenilgi Stratejisi

Tassos Papadopulos Neden Müzakere Etmedi?

 

Dimitris Hristofyas geçtiğimiz hafta, Tassos Papadopulos’a Kıbrıs Rum tarafının ‘kırmızı çizgilerini’ ortaya koyması için yalvardığını, ancak onun bunu inatla reddettiğini açıkladı. Buna yanıt veren Hükümet Sözcüsü, Cumhurbaşkanının iki sayfalık ‘kırmızı çizgilerini’ içeren bir belge verdiğini söyledi.

 

‘Politis’ gazetesi gerçekten de Kıbrıs Rum tarafının ‘kırmızı çizgilerini’ içeren bu belgeyi elde etti. Bu belge BM’ye, 4. Annan Planı sunuluktan sonra, yani her şey bittikten sonra müzakerelerin son nefesinde verildi.

 

BM belgeyi 18 Marttan itibaren istiyordu ancak Genel Sekreter raporunda da ifade ettiği gibi Tassos Papadopulos müzakere etmeyi reddediyordu. Hristofyas’ın son zamanlarda yaptığı açıklamaları ve Nikos Anastasiadis’in 2004 yılından beri iddia ettikleri, Annan’ın raporunda yer alan, Tassos Papadopulos’un müzakere etmek istemediği yönündeki ifadeleri teyit ediyor. New York’ta tuzağa düştükten ve istemediği bir şeyi kabul ettikten sonra, stratejisi yenilgiye uğradı.

 

Annan konu ile ilgili olarak şunları yazıyor:

  • ‘Papadopulos birçok durumda, Burgenstock ve Brüskel’deki diğer yükümlülüklerinden dolayı müzakere yapmaya istekli değildi.’
  • ‘Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye, al-ver sürecinin bir parçası olarak, Kıbrıslı Rumların bazı taleplerini yerine getirmeye hazır olduklarını ifade ederek, kendilerinkine cevaben önceliklerini içeren bir listeyi defalarca talep ettiler.’
  • ‘Özellikle mal ve oturma konularında bazı alanlarda ilerleme sağandı.’ (Kıbrıs Rum tarafının aldığı şeyleri, Anastasiadis, Vasiliu ve kısmen de Hristofyas talep etti.)
  • Eğer Kıbrıs Rum tarafı, Burgenstock’ta bir al-ver sürecine daha istekli bir şekilde katılsaydı ve amaçlarını öncelik sırasına koysaydı, Kıbrıs Rum tarafının diğer kaygılarının da giderilmesi mümkün olacaktı.’” (bşp)

Makarios Drusiotios

Πολίτης

04/11/2007